Shared posts

29 Apr 08:21

İlerici Kadınlar Derneği (1975-1980)

by mutlu arslan

Güvenlik için o sıralarda pek çok insanın yaptığı gibi İlerici Kadınlar Derneği’ne ait belgeleri imha etmek yolu denenebilirdi. Ama bu yol seçilmedi. Bütün bu evraklar şehir merkezinde, Nişantaşı’nda bir evde bulunuyordu. Güvenli yer, Ayşe’nin anne ve babasının İstanbul dışında Tuzlada oturdukları bahçeli bir evdi. Aradan yıllar geçti. Evin bodrumunu su bastı, evrakların bir bölümü hasar gördü. Bahçeli ev yıkılıp yerine apartman yapıldı ve evraklar bu sefer o apartmanın bodrumuna taşındı." Bugünden bakınca, bu belgeleri korumak için girdiğimiz çabanın nedeni aslında kendi tarihimizi korumaktı. Bu belgelerin varlığı, her şeyden önce geçmiş bir deneyimi daha iyi değerlendirmeye ve kadın hareketinin geçmişinin bir parçası olan İKD’nin tarihinin unutulmamasına katkıda bulunmaktı. Bu kitap, kadın tarihi çalışmalarına gerçekten değerli bir katkı sağlayacak ve aynı zamanda bu tarihi yaratan binlerce İKD üyesi kırmızı çatkılı kadını onurlandıracaktır.

İlerici Kadınlar Derneği (1975-1980)
Derleyen: Muazzez Pervan
Yayınevi: Tarih Vakfı Yayınları

29 Apr 08:21

1 Mayıs 1977: İşçi Bayramı Neden ve Nasıl Kana Bulandı?

by mutlu arslan

1 Mayıs 1977'de, Taksim'de DİSK'in düzenlediği işçi bayramı kutlamaları saldırıya uğradı. Kalabalığın üzerine ateş açıldı, kurşunlar yağdı, panzerler yürüdü, 34 kişi öldü, yüzlerce kişi yaralandı... Hükümet, polis, medya sözbirliği etmişçesine yaşananlardan solcuları sorumlu tutarken; sendikalar, DİSK ve sol örgütlerin çoğunda giderek olayın soğukkanlı bir provokasyon olduğu görüşü hakimiyet kazandı. 1 Mayıs 1977'de, diğer deyişle Kanlı 1 Mayıs'ta Taksim'de olan bitene ışık tutmaya çalışan, ayrıca öncesi ve sonrasında Türkiye'de yaşananlara değinen belgesel niteliğindeki bu kitap söyleşilerden oluşuyor. Korhan Atay, o gün meydana çıkan, olayların tanığı, farklı siyasetlerden on üç kişiyle görüştü. 1 Mayıs 1977'nin, öncesi ve sonrasındaki yılların, ilk defa farklı perspektiflere söz hakkı tanıyarak çizilmiş çok boyutlu tablosuyla yüz yüze geleceksiniz bu kitapta. Yalanlarla yazılmış bir yakın tarihi düzeltme çabasına katkıda bulunması için...

1 Mayıs 1977: İşçi Bayramı Neden Ve Nasıl Kana Bulandı?
Hazırlayan: Korhan Atay
Yayınevi: Metis/Siyahbeyaz


26 Apr 12:10

Twitter ve fenomenlerin sosyo-ekonomik evrimi

by Campaign Türkiye


Jack, 2006 yılında Twitter’ı kurduğunda, bu 140 karakterlik mikroblogun gün gelip bir isyana ev sahipliği yapacağını düşünmemiştir muhtemelen. Tüm dünyadaki insanların birbiriyle iletişime geçeceğini ihtimaller dahiline almıştır elbet ama deprem anında “sallanıyoruz!!1!”  şeklinde tweet atan bir üyeye sahip olacağını aklının ucundan geçirmemiştir. Bahsettiğimiz örnekleri istisna olarak algılayıp, Twitter’ın yalnızca bir sosyal ağ olduğunu; kitlesel bir medya aracı gibi algılanmaması gerektiğini düşünenler olabilir. Onlara da Boston’da meydana gelen patlamayı gerçekleştiren katil zanlılarının ele geçirildiği operasyonu, bir Twitter kullanıcısının paylaştığı fotoğraflardan takip ettiğimizi hatırlatalım. Eğer Twitter olmasaydı, hafızalarımız Hollywood filmleri dışında öyle bir sahneye hakim olamayacaktı.

Dijital serüven

Twitter’ın global anlamda kitlesel iletişim aracına dönüşmesinin yanı sıra, öncülüğünü Türkiye’nin yaptığı yeni bir akımın da doğmasına neden oldu; fenomen olmak. Klavyelerinin başında tespitlerini, çocukluk hikayelerini, ikili ilişkilerini birer cümleye daha dikkat çekici sığdırmayı başaran küçük bir dijital ekip, Türkiye’de var olan 10 milyona yakın (yumurtalar da dahil) kullanıcının günlük gündemine oturmayı başardı. Aralarında hali hazırda yaptıkları işlerden dolayı “popüler” olanların varlığı bir yana, birçoğu kendilerini köşe yazarlığı, program sunuculuğu ve hatta dizi oyunculuğuna götüren küçük bir dijital serüvenin içinde buldu.

Eleştirel bakış açısını bir kenara koyarak, Twitter’ın Türkiye’de varlığını sürdüğü 5-6 yıllık süreç içerisinde tıpkı mikroblogun kendisi gibi fenomenlerin de evrimine tanıklık ediyoruz. Hepimizin takip ettiği onlarca Amerikan dizisi oyuncularından bile daha fazla “follower”a sahip olan bu grup, haliyle sosyo-ekonomik yaşantılarında belirgin değişiklikler yaşadı.

İlk başlarda kendilerine benzer olanlarla gerçek hayattan tanışmasalar bile Twitter üzerinden iyi anlaştılar. Sonraları kullanıcı algılarında belli kutuplara ayrıldıklarını fark ettirecek daha sıkı ilişkiler kurdukları gruplar oluşturdular. Kimileri ünlülerle yakın oldu, kimileri Twitter’dan tanışıp evlendi. Bu arada Twitter’ın kullanıcı sayısı artıyordu, dolayısıyla fenomenlerin de takipçileri. Geleneksel medyanın global anlamda liderliğini sürdürdüğü tek başlık olan reklamda ünlü kullanımı, sosyal ağlara ve fenomenlere yansıdı. Attıkları tweet başına markalardan takipçi sayısıyla doğru orantılı paralar aldılar. Viral reklam anlamını taşıyan bu tweet’ler, bazı fenomenlerin kendilerini konumlandırdıkları yerden hareket ettirmelerini gerektiriyordu. Çünkü markalar, viral için ödedikleri para karşılığında belirli kurallar koydu; küfür içeren tweet atmamaları gerektiği gibi. Reklam sektörüyle yaşanan bu profesyonel ilişki, bazı fenomenlerin bir araya gelerek markalara danışmanlık vermesine kadar ulaştı. En sonunda ekranlarımıza, kendilerini “influencer” şeklinde tanımlayan fenomenlerin olduğu bilgisini taşıyan tweet’ler düştü. Kendi aralarından yaşanan evrimin farkında olup, 140 karakterde eleştirenler de yok değildi;  “Dostlar! Twitter’da çok takipçinizin olması kanaat önderi olduğunuz anlamına gelmediği gibi, bir kanaatinizin olduğu anlamına da gelmiyor.”

Kısır döngü

Bütün bunların sonucunda, fenomenlerin “Facebook Engagement Oranı”na benzetebileceğimiz bir şekilde, takipçileriyle etkileşimi azaldı. Tabii bunun kendilerine tayin ettikleri “title” ile alakası olduğunu söyleyemeyiz. Viral reklam karşılığı attıkları tweet’ler, fenomenlerin takipçilerinin gözündeki samimiyet algılarına küçük darbeler indirdi. Doğal seleksiyona uğrayanlar bir yana, sırf bu yüzden takipçi sayılarında düşüş yaşayanlar oldu. Özetle, reklam mecrası haline gelen Twitter, fenomenler açısından, daha fazla takipçiye sahip oldukça daha fazla para kazandıran ama bu yolun sonunda takipçi kaybetmeye ve etkileşimin azalmasına neden olan kısır bir döngü halini aldı.

Bahsetmeye çalıştığımız süreçte, fenomenlerin kendilerini farklılaştırabilecekleri alanlar mevcut. Birçoğunun Twitter öncesi zamanlarda yazmaya başladığı bloglar, bunun başlıca örneğini oluşturuyor. Her ne kadar tweet atma eylemi, uzun yazıların önüne geçiyor olsa da, bloglarına karalayacakları üç beş satır, topluluk oluşturma adına önemli bir adım olacaktır. Bloglar, fenomenler arasında bilinen ve uygulanan bir sistem. Ancak e-mailing yöntemini kullananlara henüz tanıklık etmedik. Yazdıklarını, söylediklerini, çıktığı programları, çektiği videoları e-posta üzerinden takipçileriyle paylaşanların, birer medya halini alabileceğini söylemek mümkün.

Son olarak, yazdıklarımızın naçizane tespitler dışında eleştirel bir bakış açısı taşımadığını belirterek,  hiçbir zaman bir kişinin yaptığını bütün topluluğa addedemeyeceğimiz gibi takip etmek istemeyenlere de “unfollow” butonun bir tık uzaklıkta olduğunu hatırlatalım.

Ufuk Utaş / EticaretMag.com

————————————————————————————————-

Ufuk Utaş kimdir?

Yeditepe Üniversitesi Reklam Tasarımı ve İletişimi mezunu olan Ufuk Utaş, e-ticaret sektörüne yayın yapan EticaretMag‘de editör olarak yer alıyor. Aynı zamanda sosyal medya pazarlaması, marka yönetimi ve dijital pazarlama ile ilgileniyor.

Twitter @ufkuts

 

 

24 Apr 13:08

İnternet tarihimizde kısa bir yolculuk

by Akın Arslan


Hem web tasarımı konusunda katettiğimiz yolu görmek hem de Türkiye’de internet denilince akla gelen sitelere selam göndermek amacıyla, aşağıdaki görselleri derledik. Haberin yoğun şekilde “90′lar sonu, 2000′ler başı” içerdiğini belirtip uyarmakta fayda var.

 

Hurriyet.com.tr, 1997. “Son dakika haberleri için Reload/Refresh tuşlarını kullanarak ekranınızı güncelleştirebilirsiniz.”

 

Fanatik.com.tr, 1997. “Ligin çivisi çıktı” haberi, spor gündeminin o kadar da değişmediğini gösteriyor.

 

Radikal-Online, 1998. Sağ üst köşedeki Noel Baba’nın gerçekten el salladığını da hatırlatmakta fayda var.

 

Garanti.com.tr, 1997

 

İşbank.com.tr, 1998.

 

Yine markalardan devam ediyoruz. Turkcell.com.tr, 1998.

 

“Siteler arasında içerik açısından hiçbir fark yoktur” demiş Chip.com.tr, 1998′de.

 

Bugünlerde, tasarım konusunda sancılı bir değişim süreci yaşayan Ekşi Sözlük‘ün ilk günlerinden…

 

E-ticaret sektörümüzün önemli oyuncularından Yemeksepeti, 2001.

 

Yine e-ticaret. HepsiBurada, 2000.

 

Gittigidiyor.com, 2000.

 

Geçtiğimiz günlerde Doğan Grubu’na satışı gerçekleşen İdefix‘in, İdeefixe olduğu günlerden, 2000.

 

Mynet, 2000.

 

Kapanmasına rağmen, belli bir yaşın üzerindeki internet kullanıcılarının hala hatırladığını düşündüğüm Zuxxi, 1999.

 

İnternet ve mizah denilince ilk akla gelen sitelerden Sezyum.com, 2001.

 

90′ların efsane haber(!) programı Şok’la derin bağlantıları olan Shockhaber.com, 2001.

 

Yaşı yeten birçok rock ve heavy metal dinleyicisi, DeliKasap.com‘un 2001′deki bu halini hatırlayacaktır.

 

Fenomen haline gelmiş bir site, Alkışlarla Yaşıyorum. Ama ilk zamanlarda (2005) biraz tasarım problemleri yaşadığı kesin. “Zevk için yayın yapan bir amme hizmeti sayfasıdır” cümlesi de dikkat çekiyor.

 

Yine nispeten yakın dönemde kurulan bir fenomenimiz olan Bobiler.org‘un 2005′teki hali.

 

Webrazzi‘nin ilk günleri, 2006.

 

Konumuzla pek alakalı olmasa da hemen hepimizin bir dönem kapısını çaldığı OSYM.gov.tr, 1999.

 

Yine internet alemimizin efsane sitelerinden biri, AkrepNalan.com. 2002′deki hali. Altında ise 2013′teki görüntüsü var. Siteyi yöneten kişinin istikrarına hayranlık duymaktan başka yapabileceğimiz bir şey yok.

Bu görseller Wayback Machine yardımıyla derlendi. Çok boş vaktiniz yoksa tıklamayın, bırakmak zor oluyor.

 

 

23 Apr 12:27

Dünyada Dijital Reklam Yatırımı %15 Artış Gösterdi

by Business Intelligence
dijital küre global

Geçtiğimiz ay Türkiye’deki dijital reklam yatırımlarının açıklanmasından sonra IAB (Interactive Advertisement Bureau), dünyada gerçekleşen dijital reklam yatırımlarını açıkladı. IAB tarafından yayınlanan “Internet Advertising Revenue Report” isimli rapora göre, 2012 yılında, bir önceki yıla göre %15′lik bir artış yaşandı ve dünya genelinde internet reklamlarına 36,6 milyar dolar harcandı.

Arama motoru reklamcılığı (search) internet reklamlarına yapılan harcamalar içerisinde arama halen en yüksek paya sahip olsa da bir önceki yıla göre internet reklamcılığı içindeki payından %1 kaybetti. 2011′e göre payını en çok artıran mecra ise mobil oldu. Hacmini %149 artırmayı başaran mobil reklamlara 2012 yılında toplam 3,4 milyar dolar para harcandı.

Her ne kadar arama motoru reklamcılığı pastada sahip olduğu paydan %1 kaybetmiş olsa da genel yükseliş trendine uyarak 2012′yi %14′lük kazanç ile tamamladı. 16,9 milyar dolar hacme ulaşan arama motoru reklamcılığını 12 milyar dolarlık display/banner reklam kategorisi takip ediyor.

iab-pie-chart

Raporda ayrıca 2012′nin dördüncü çeyreğinde 9 milyar dolarlık internet reklamı harcaması yapıldığı ve bu rakamın bir önceki yılın aynı dönemine göre %14,9′luk artış gösterdiği belirtiliyor.

23 Apr 12:27

Hangi Kategori İçin Hangi Online Kaynaklara Başvuruyoruz?

by Business Intelligence
dijital

Tüketiciler ile farklı ve çeşitli mecralar aracılığıyla temas kurulan iletişim dünyasında, marka ve ürünlerle hangi noktalarda temasa geçildiğini anlamak gün geçtikçe daha çok önem kazanmaya başladı. İletişim stratejistlerinin ise tüketicinin marka ve ürün araştırırken başvurdukları kaynakları iyi analiz etmeleri gerekiyor. Tüketicinin satın alma yolculuğunda önemli bir yere sahip olan “marka ve ürün araştırmaları” tüketicinin profiline göre farklılaşırken, ülkeler arası farklılıklar da dikkat çekiyor.

VivaKi Business Intelligence tarafından, Global Web Index* verilerinden yola çıkarak Campaign Türkiye için özel olarak hazırlanan bu çalışmada, Türkiye ve dünyadaki tüketicilerin satın alma dinamiklerini anlamak üzere, marka ve ürün araştırmaları online / offline kaynaklar çervesinde değerlendiriliyor. Bu yazıda, hangi kategori için hangi kaynaklara başvurulduğu incelenirken, “Marka Araştırmalarında Türkiye’nin Dünyadaki Konumu” haberimizde ülke karşılaştırmalı başvurulan kaynakları bulabilirsiniz. Ele alınan “Online” ve “Offline” bilgi kaynaklarının içeriklerini aşağıdaki tabloda inceleyebilirsiniz.

Online Bilgi Kaynakları

Hangi Kategori için Hangi Online Kaynaklar Tercih Ediliyor?

Markayı araştırırken başvurulan online kaynaklar, kategori bazında farklılıklar gösteriyor. Örneğin; otomobil gibi yüksek fiyatlı ürünler ile etkinlikler gibi deneyim ürünleri kategorilerinde markayı araştırırken online kaynaklara daha çok başvuruluyor. Online kaynakların içeriğine bakıldığında ise yüksek fiyatlı ürünler için aramanın (search) ve fiyat karşılaştırma, fırsat siteleri gibi ticari online kaynakların önemi büyükken, deneyim ürünleri için sosyal ağlara ve mobile daha çok başvuruluyor. Kişisel bakım ve kozmetik ürünleri gibi günlük satın alım ürünlerinde yine search’e sıkça başvurulurken, dijital içerik veya TV platformları gibi abonelik ürünleri için video siteleri ve uzman görüşlerinin yer aldığı online kaynaklar tercih ediliyor.

KATEGORİ BAZINDA TÜRKİYE VE DÜNYADA BAŞVURULAN ONLINE KAYNAKLAR

* Global Web Index: Türkiye’nin de dahil olduğu, 36 ülkede 130.000′i aşkın katılımcıyla gerçekleştirilen Global Web Index Araştırması, “her gün bağlanan” internet kullanıcısını temsil etmektedir. Araştırmada, her gün internete bağlanan 16-64 yaş arası 3.350 kullanıcıya online anket yöntemi uygulanmakta ve 8 ana başlıkta yaklaşık 150 soru sorulmaktadır. Böylece, Türkiye’deki aktif internet kullanıcısının, online davranışları, tercihleri, ilgi alanları, motivasyon ve bariyerleri, sosyal medya davranışları, etkileme gücü ve fikir beyan etme sıklığı, biçimi ve platformları, markalardan beklentileri, online içerikle ilişkisileri, mobil&tablet kullanımları, vs. detaylı olarak incelenebilmektedir.

** Global Web Index Araştırması’na göre aktif internet kullanıcısı, internete her gün bağlanan kullanıcı olarak tanımlanmaktadır.   Global Web Index Araştırması hakkında detaylı bilgi için VivaKi Business Intelligence Ekibi’nden Ahmet Baş’a mail (ahmet.bas@vivakiturkey.com) atabilir veya telefonla (+90 212 315 9999) ulaşabilirsiniz. ————————————————————————————————————————————————————
23 Apr 12:27

Günlük TV Reytingleri – 18 Nisan Perşembe

by Business Intelligence
connected_c_logo

18 NİSAN TOP 100

23 Apr 11:51

Online Film İzle

by reklam

Son zamanlar da Ülke'mizde internet aşırı yoğun bir şekilde kullanılmaktadır.İnternet sektöründe en yoğun talep gören sitelerin başında film izleme siteleri gelmektedir.Kullanıcılar bilgisayarda zamanının bir çoğunu film sitelerinde ve sosyal ağlarda geçirmektedir.İnsanlar dışarıya çıkıp sinemaya gitmektense , evlerinde internet üzerinden film izlemeyi tercih ediyorlar.Bir çok film sitesi olmasına karşın genellik ile belli başlı kaliteli siteler tercih edilmektedir.Bunlardan birisi de onlinefilmifullizle.com sitesidir.Diğer online film izleme  sitelerinden farkı ise sadece film ismi ile arama yapılmamasıdır.Film arama seçenekleri oldukça fazladır.İMBD puanına göre film  arama , yapım yılına göre film arama , yönetmenine göre arama , film türüne göre arama ve oyunculara göre arama yapabilme özelliği mevcuttur.Bunun yanı sıra üye olan kullanıcılar beğendikleri filmleri favorilerine ekleyebilirler.Bu sayede profiline tıkladığı zaman favori olarak eklediği filmler profilinde sıralanacaktır.Bir film sitesinde en önemli unsurlardan bir tanesi de güncel olması ve vizyona yeni giren filmlerin sitede mevcut olmasıdır.Sisteme eklenen filmler sürekli olarak güncel olması ve filmlerde oluşabilecek hataların düzeltilmesi gerekmektedir.Tüm bunları başarıyla yerine getiren bir film sitesi her zaman kullanıcıyı kendisine çekmektedir.

17 Apr 13:57

Kırmızı Başlıklı Kız mı yasak, silahlar mı?

by Hatice Erkan


Moms Demand Action For Gun Sense In America, Sandy Hook katliamından sonra ABD’li annelerin silah kontrolünün daha sıkı bir şekilde yapılması için bir araya gelmesiyle oluştu. Grup bünyesinde binlerce anne çalışıyor ve ülkeyi daha güvenli ve huzurlu bir yer haline getirmek için çabalıyorlar. 14 Aralık 2012’de kurulan bu oluşum ve Grey Toronto bir araya geldi ve üç tane basın ilanı hazırlandı.

İlanlarda şöyle yazıyor: “Bir çocuk onları korumak için Amerika’da yasaklanmış bir şeyi tutuyor. Bilin bakalım hangisi?”

İlk görselde çocuklardan birinin elinde Kırmızı Başlıklı Kız’ın Charles Perrault versiyonu var ve bu Kaliforniya’da birçok okulda yasaklanmış durumda. Diğer çocuk ise bir Bushmaster XM-15 tutuyor.

İkinci görselde ise fazla şiddet içerdiği için yasaklanan yakantop oyunu konu edilmiş.

Üçüncü görselde de çocuk güvenliği için yasaklanan Kinder sürpriz çikolata var.

 

Bu da kampanya için hazırlanan video: How many more rounds are we going to let this go on for?

Kaynak: momsdemandaction.org

 

 

16 Apr 12:32

Take Pictures of Us Too!

Take Pictures of Us Too!

Squee! Spotter: Unknown (via Reddit)

Tagged: photography Share on Facebook
16 Apr 12:30

Lasers Are Hard

16 Apr 12:28

Are You a Wizard?

16 Apr 06:11

I’m A Cyborg, But That’s OK (2006)

by queennothing

1963 senesinde Kore’de dünyaya gelen Chan-wook Park‘ı “Oldboy” adlı yapımdan biliyoruz. Yönetmenin 2006 senesinde çektiği sinema filmi “Ssaibogeujiman gwaenchanha” (I’m A Cyborg, But That’s OK), yönetmenin dehasını bir kez daha kanıtlar nitelikte. Başrollerinde Su-jeong Lim ile Rain’in rol aldıkları film, Uluslararası Berlin Film Festivali’nde ödül kazanırken, Baek Sang Ödülleri, Asya Film Ödülleri, Montréal Film Festivali gibi bir çok etkinlikten ödülle döndü. Orjinal süresi 105 dakika olan bu farklı romantik-komedi filmi, Türkçe’ye “Ben Bir Robotum ama Sorun Değil” şeklinde çevrildi. Filmi, sadece Kore Sineması meraklılarına değil, farklı bir şeyler arayan ve hoş vakit geçirmek isteyen herkese tavsiye edebiliriz.

Annesi onu terkettikten sonra bir çeşit akıl hastahanesine yerleşen Park Il-sun, oldukça garip birisidir. Dişlerini fırçalaması, yemek yemekten çekinmesiyle tamamen kendine özgü bir karakter olan genç adam, bir ‘robot’ olan Cha Young-goon ile tanışır ve aşkın bambaşka bir hali başlar.

16 Apr 06:03

2012′de Google’da En Çok Neler Arandı?

by Sait Bugay

Google’ın merakla beklenen arama trendleri raporu Zeitgeist 2012 açıklandı. Google’ın Dünya çapındaki internet kullanıcılarını takip ederek, onların arama davranışları üzerinden hazırladığı trend raporunda Dünya’dan ve Türkiye’den gerçekten ilgi çekici istatistikler var.

Dünya’dan Sıralamalar

2012 yılında en trend olan sporcular listesinin ilk sırasında NBA oyuncusu Jeremy Lin var. Jeremy’i sırayla Michael Phelps, Peyton Manning, McKayla Maroney, Junior Seau, Sarah Burke, Tom Daley, Lance Armstrong, Mario Balotelli,Ryan Lochte takip ediyor.

2012 yılında en trend olan kişiler listesinin ilk sırasında, 11 Şubat 2012 günü, Beverly Hills’deki Beverly Hilton otelinde hayatını kaybeden ünlü Amerikalı şarkıcı Whitney Houston var. Ünlü şarkıcıdan sonra en trend olan kişiler sırayla; Kate Middleton, Amanda Todd, Michael Clarke, Duncan, One Direction, Felix Baumgartner, Jeremy Lin, Morgan Freeman, Joseph Kony, Donna Summer olarak sıralanıyor.

2012 yılında en trend olan tüketici elektroniği listesinin ilk sırasında iPad 3 yer alıyor. İkinci sıraya Apple’ın en büyük rakibi Samsung’un akıllı telefonu Galaxy S3 yerleşmiş. Üçüncü sırada iPad Mini var. Bu markaları sırasıyla; Nexus 7, Galaxy Note 2, Play Station, iPad 4, Microsoft Surface, Kindle Fire, Nokia Lumia 920 takip ediyor. Bu listede en dikkat çekici olan, ilk 10 cihaz içerisinde iPhone’un olmaması.

encok aranan w 565x473 2012de Googleda En Çok Neler Arandı?

Türkiye’den Sıralamalar

2012 yılında en trend olan aramalar listesinin ilk sırasında Facebook yer alıyor. Facebook’u sırasıyla Youtube, e-Okul, Ösym, Ekşi Sözlük, Araba Oyunları, Milliyet, Işkur, Hürriyet, Habertük takip ediyor.

2012 yılında en çok aranan diziler listesinin ilk sırasında, şu sıralar gündemden düşmeyen Muhteşem Yüzyıl dizisi yer alıyor. Muhteşem Yüzyıl’ı Kuzey ve Güney takip ediyor. Yıllardır kendine has izleyici kitlesiyle popülerliğini koruyan Kurtlar Vadisi Pusu 3. sırada yer alıyor. Sonrasında sırayla;Yalan Dünya, Suskunlar, Arka Sokaklar, Sakarya ve Fırat, İşler Güçler, Karadayı ve Alev Alev dizileri listeye yerleşiyorlar.

2012 yılında en çok aranan spor klübleri listesinin ilk sıralarında beş büyük futbol klübü yer alıyor.Galatasaray listede ilk sırada. İkinci Trabzonspor. Üçüncü Fenerbahçe. Dördüncü Bursaspor ve beşinci sırada Beşiktaş var.

encok aranan tr 565x464 2012de Googleda En Çok Neler Arandı?

Son olarak Google’ın hazırladığı 2012 videosu:

Google Zeitgeist 2012 Arama Trendleri listesinin tamamına http://www.google.com/zeitgeist/2012/#the-world adresinden ulaşabilirsiniz.

2012′de Google’da En Çok Neler Arandı? : Mecraburada

15 Apr 13:41

IAB Türkiye 2012 Yılı Dijital Reklam Yatırımlarını Açıkladı

by SMG Knowledge
dijital

IAB Türkiye Dijital Reklam Yatırımlarını Açıkladı 

Reklamcılar Derneği üyesi medya ajanslarının verileriyle açıklanan 2012 yılı reklam yatırımlarında, dijital mecranın alt kırılımları için sadece display ve mobil açıklanırken; IAB Türkiye (Interactive Advertisement Bureau) tarafından açıklanan “2012 Dijital Reklam Yatırımları”nda, display ve mobilin yanısıra, arama motoru reklam yatırımları (search), ilan sayfaları reklam yatırımları ve e-posta, in-game advertising gibi kırılımlara da yer verildi. Buna göre, search ve diğer kırılımlar ile birlikte dijital reklam yatırımları 943 milyon TL olarak açıklandı. Search ve diğer kırılımların da eklenmesiyle dijital mecra yatırımı, RD’nin açıklamış olduğu 2012 medya yatırımındaki açıkhava, radyo, sinema ve dergi yatırımlarının toplamını da geçmiş oldu. Ayrıca, raporlanmayan kanallarda yapılan reklam yatırımından %70 oranında daha fazla dijital mecra yatırımı yapıldığı ortaya çıkmış oldu.

IAB Türkiye tarafından açıklanan dijital reklam yatırımlarını aşağıdaki tabloda inceleyebilirsiniz.

IAB Türkiye 2012 Dijital Reklam Harcamaları Raporu’na göre; dijital harcama içinde arama motoru reklam yatırımlarının payı %47, display reklam yatırımlarının %40, ilan sayfaları reklam yatırımlarının %8, mobil reklam yatırımlarının %4 olarak gerçekleşti.

Toplam Reklam Yatırımından Dijital’in Aldığı Pay %18

Reklamcılar Derneği’nin daha önce açıklamış olduğu rakamlara göre ise toplam 4 milyar 653 milyon TL olarak gerçekleşen reklam harcamalarında, sadece display ve mobil kırılımları ile 421 milyon TL olarak belirtilen dijital mecranın reklam harcamaları; search, seri ilanlar ve diğer uygulamalarında eklenmesiyle 943 milyon TL’ye yükselmiş oldu.

Reklamcılar Derneği’nin açıklamış olduğu olduğu rakamlara göre; toplam 4 milyar 653 milyon TL olan reklam yatırımların yüzde 56’sını televizyon, yüzde 24’ünü basın, yüzde 9’unu dijital (display+mobil), yüzde 7’sini açıkhava, yüzde 3’ünü radyo, yüzde 1’ini sinema reklamları oluşturdu. IAB’nin açıklamış olduğu search ve diğer kırılımlarla birlikte dijitalde yapılan reklam harcamalarının medya harcamaları içindeki payı ise %18′e yükseliyor.

Tweet

The post IAB Türkiye 2012 Yılı Dijital Reklam Yatırımlarını Açıkladı appeared first on SMG Connected.

15 Apr 12:47

“Thatcher’ı ya seversiniz ya nefret edersiniz”

by Hatice Erkan


Birleşik Krallık’ı, uyguladığı politikalarla en çok etkileyen kişilerden biri olan ve Büyük Britanya’nın  ilk ve tek kadın başbakanı Margaret Thatcher, nam-ı diğer Demir Leydi 8 Nisan’da öldükten sonra da ülkede tartışma yaratmaya devam ediyor.

The Guardian, köşe yazarı Posy Simmonds’ın Cumartesi günü yayınlanacak yazısını duyurmak için 12 Nisan’da bir basın ilanı yayınladı.

Bogle Bartle Hegarty (BBH) tarafından hazırlanan reklamda Marmite’ın ‘onu ya seversin ya da ondan nefret edersin’ sloganına gönderme yapılıyor; Marmite kavanozunun üzerinde Thatcher’ın bir resmi var ve sloganı da ‘demir içerir’.

Künye

Reklamveren: The Guardian

Reklam Ajansı: Bogle Bartle Hegarty

Kreatif Ekip: Peter Reid, Carl Broadhurst, Simon Pearse, Emmanuel Saint M’Leux, Harry Orton, Robin Warman

Yönetici Kreatif Direktör: David Kolbusz

Prodüktör: Aine Donovan

 

 

15 Apr 09:00

Ken Loach’tan Thatcher Açıklamaları

by Fırat Türkoğlu

“Margaret Thatcher modern zamanların en bölücü ve yıkıcı başbakanıydı. Kitlesel işsizlik, kapanan fabrikalar, yok edilen topluluklar – mirası budur. Doğru, bir savaşçıydı ama savaştığı şey ingiliz işçi sınıfıydı. Zaferlerini ise İşçi Partisi’nin çürük politikacıları ve satılık sendikalar sayesinde kazandı. Onun yarattığı uygulamalar yüzünden bugün karmaşa içindeyiz.”
Ken-Loach- thatcher
“Başta Tony Blair olmak üzere başka başbakanlar da onun yolunu izledi. Thatcher laternacıysa, Blair de maymunuydu.”
“Mandela’yı terörist ilan ettiği, işkenceci katil Pinochet ile çay içtiği zamanları hatırlamıyor musunuz? Onu nasıl hatırlayabiliriz, nasıl onurlandırabiliriz ki?”
“Cenazesini özelleştirip ihale açalım. Ve en düşük teklif verene satalım. Onun da istediği ve hayatı boyunca yaptığı şey buydu”